Çerez Örnek
canlı destek
22 milyon yıllık yolculuk Türkiye’de son buldu

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünsalan, Bingöl’ün Sarıçiçek Köyü’ne 2015 yılında düÅŸen ve ‘Sarıçiçek’ adı verilen göktaşının izini sürdü. Aralarında NASA’dan bilim insanlarının da bulunduÄŸu ve baÅŸyazarlığını Doç. Dr. Ünsalan’ın yaptığı, 79 bilim insanından oluÅŸan ekip göktaşının oluÅŸumundan Türkiye’ye ulaÅŸmasına kadarki süreci makale haline getirdi. EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’la bilgi paylaşımında bulunan Doç. Dr. Ünsalan, nadir görülen bu göktaşının Mars ve Jüpiter arasındaki 4 Vesta asteroidinin güneyindeki kraterden 22 milyon yıl önce koptuÄŸunu tespit ettiklerini söyledi. Rektör Budak, bilim dünyasını heyecanlandıran çalışmada önemli bir görevi üstlenen Doç. Dr. Ünsalan’ı baÅŸarısından dolayı tebrik etti.

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünsalan ile aralarında NASA’dan görevlilerin de bulunduÄŸu 79 bilim insanı, Bingöl kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Sarıçiçek Köyüne 2 Eylül 2015 tarihinde düÅŸen ve ‘Sarıçiçek’ adı verilen göktaşının izini sürdü. Göktaşının yaşını, yapısal özelliklerini ve geldiÄŸi noktayı tam olarak belirleyen bilim insanlarının hazırladığı makalenin baÅŸyazarlığını ise Doç. Dr. Ünsalan yaptı. “Meteoritics and Planetary Science” dergisinde yayınlanan makalede yer alan bulgularla ilgili Doç. Dr. Ünsalan, EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’a bilgi verdi.

“Türk bilim insanları ülkemizin adını dünyaya duyuruyor”

Fizikçi ve gezegen bilimci Doç. Dr. Ünsalan’ın çalışmalarıyla Ege Üniversitesinin gurur kaynağı olduÄŸunu söyleyen Rektör Budak, “ÖÄŸretim Üyemiz Doç. Dr. Ozan Ünsalan hocamızın liderliÄŸinde uluslararası bilim insanlarından oluÅŸan araÅŸtırma grubu bir süredir yürüttüÄŸü çalışmayı tamamladı. Türk araÅŸtırmacımız üstlendiÄŸi görevle üniversitemiz ve ülke adına önemli bir baÅŸarıya imza attı ve gururumuz oldu. Ülkemizde ve üniversitemizde uluslararası arenada hiçbir komplekse kapılmadan iÅŸte bugün de olduÄŸu gibi uluslararası baÅŸarılara imza atıyoruz. Ege Üniversitesi olarak bu da bize bir ÅŸey gösteriyor, Türk bilim insanları, özgüven içerisinde ülkemizin ve üniversitelerimizin adını dünyaya duyuruyor. Hocamıza bu çalışmalarından dolayı teÅŸekkür ediyorum, kendisini tebrik ediyorum. Her anlamda da hocamızın çalışmalarının yanındayız” diye konuÅŸtu.

Doç. Dr. Ünsalan, “Önemli bulgular ortaya çıktı”

Yaklaşık 9 yıldır, meteoritler ve asteroit madenciliÄŸi üzerine çalışmalar yürüttüÄŸünü kaydeden Doç. Dr. Ünsalan, “NASA- SETI Enstitüsünden Dr. Peter Jenniskens ve bir öÄŸrencimle köydeki çalışmalarımızda 343 göktaşı örneÄŸi topladık. Bu örnekleri makalede görev alan bilim insanlarına ulaÅŸtırdık. Uzmanlık alanlarına göre bilim insanları göktaşı üzerinde incelemelerde bulundu. Ortaya çok önemli sonuçlar çıktı. NASA’nın DAWN görevi kapsamında elde ettiÄŸi verilerden de yararlanarak, nadir görülen göktaşının, Mars ve Jüpiter arasındaki 4 Vesta asteroidinin güneyindeki Rheasilvia çarpma tabanında bulunan Antonia kraterinden 22 milyon yıl önce koptuÄŸunu tespit ettik. Bu durumu ilk kez bilimsel olarak kanıtlamış olduk” dedi.

“Yüzde 95’inden fazlası sürtünmeden dolayı parçalandı”

Bingöl’e düÅŸen göktaşının ilk oluÅŸtuÄŸu süreçte çok daha büyük olduÄŸunu ve dünyaya düÅŸtüÄŸü sırada atmosferde yüzde 95’inden fazlasının sürtünmeyle parçalandığını vurgulayan Doç. Dr. Ünsalan, “Dünyaya yakın asteroidlerin bir haritası mevcut. Ülkemiz de bu konuda önemli adımlar atıyor. Birçok ilde meteor takip sistemlerimiz var. Bunu daha önce TÜBÄ°TAK projesiyle baÅŸlatmıştık. Dünyanın atmosferine yaklaÅŸan bir meteoroidin özelliÄŸini bilirseniz ondan kendinizi korumak için onunla nasıl mücadele edeceÄŸinizi de bilirsiniz. 4 Vesta asteroidinden kopup da zaman içerisinde dünyamıza girebilecek olan bir takım Vesta kökenli meteoroitlerle karşılaşırsak artık nasıl bir mücadele yapabileceÄŸimizi biliyoruz. Atmosfere girmeden önce Sarıçiçek göktaşının büyüklüÄŸü yaklaşık 1 metre civarındaydı. Ancak tonlarca kütlelerden bahsediyoruz. O tonlarca kütlenin yüzde 95’inden fazlası sürtünmeden dolayı küçük parçalara ayrıldı. Santimlere indi. 1 metrelik bir parçanın gelmesi halinde neyle karşılaÅŸacağımızı artık biliyoruz. Biz bunu artık çok rahat bir ÅŸekilde 20 metreye uyarlayabiliriz” diye konuÅŸtu.

“Saniyede 17 km hızla atmosfere girdi”

Çalışmalarda yer alan Dr. Jenniskens’in bulgularıyla ilgili de bilgi veren Doç. Dr. Ünsalan, “Göktaşı dünya atmosferine girdiÄŸinde saniyede 17 kilometre hızla ilerliyordu. Sarıçiçek köyündeki saçılma alanına bakıldığında ise göktaşının 33 kilometre irtifada parçalanmaya baÅŸladığı ortaya çıktı. Ayrıca göktaşı örneklerinde; zirkon, baddeleyit, karbon, kalsiyumca zengin piroksen, az miktarda kamasit ve troilit, merrilit, kromit, olivin ve ilmenite rastladık” dedi. Makalenin uluslararası ve 4 yıllık bir çabanın sonucu bilime kazandırıldığını söyleyen Doç. Dr. Ünsalan, Rektör Budak’a desteklerinden dolayı teÅŸekkür etti.

  


Ege Ãœniversitesi

EGE ÃœNÄ°VERSÄ°TESÄ°