Ege Üniversitesi (EÜ) Tohum Teknolojisi Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezi tarafından “Anadolu’da Tohum Bilimi ve Arkeobotanik AraÅŸtırmalar” sempozyumu düzenlendi. SaÄŸlıklı besin için tohumun öneminin anlatıldığı sempozyumda konuÅŸan EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Ege Üniversitesi olarak tohumun öneminin bilincindeyiz ve bilimsel çalışmalarımızı bu bilinçle yürütüyoruz” diye konuÅŸtu.
EÜ Ziraat Fakültesi ev sahipliÄŸinde düzenlenen sempozyuma; EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Canan Fisun Abay, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nedim KoÅŸum, Tohum Teknolojisi Uygulama ve AraÅŸtırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Hülya Ä°lbi ile yurt dışından ve yurt içinden alanında uzman akademisyenler katıldı. Sempozyumda; tohum teknolojileri, arkeobotanik, AntikDNA, bitki gen kaynakları, etnobotanik ve arkeoloji alanlarında söz sahibi bilim insanları, son geliÅŸmeleri ele alarak çok disiplinli bir yaklaşımla tarihten günümüze tohum bilimi ve teknolojisini ele aldılar.
KonuÅŸmasında saÄŸlıklı besin için tohumun çok önemli olduÄŸuna dikkat çeken Rektör Budak, “Hızla geliÅŸen tohumculuk sektöründe ülkemizin de söz sahibi olması için devletimiz tarafından bir takım çalışmalar yürütülüyor. Ege Üniversitesi olarak tohumun öneminin farkındayız ve bilimsel çalışmalarımızı bu yönde yürütüyoruz. Özellikle Tohum Teknolojileri Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezimizde, akademisyenlerimiz ciddi bilimsel projelerin yürütücülüÄŸünü yapıyor. Ege Üniversitesi RektörlüÄŸü olarak bu çalışmalara desteÄŸimiz artarak sürecek” diye konuÅŸtu.
“TARIM Ä°NSANLIK TARÄ°HÄ°NDE KÄ°LÄ°T ROL OYNUYOR”
Etkinlikte konuÅŸan Tohum Teknolojisi Uygulama ve AraÅŸtırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Hülya Ä°lbi, “Anadolu, pek çok medeniyete ev sahipliÄŸi yapmıştır. Sahip olduÄŸu verimli toprakları, biyoçeÅŸitliliÄŸi, iklimsel özellikleri nedeniyle tarıma dayalı medeniyetlerin kurulduÄŸu bu topraklar, tarımın baÅŸlangıç noktası olmuÅŸtur. Neolitik Dönemden itibaren ilk tarımsal etkinliklerin gerçekleÅŸtirildiÄŸi Anadolu topraklarında, tarımın insanlığın kültür tarihinde kilit bir rol oynadığı net bir ÅŸekilde ortaya konmaktadır. Bu nedenle, kültür tarihinin önemli bir kısmının tarımsal üretimin etrafında ÅŸekillendiÄŸi söylenebilir. Anadolu’da tarımı yapılan çeÅŸitli bitki türleri ve bunların geleneksel tüketim ve kullanım eski toplumların beslenme stratejileri ve teknolojilerinin göstergesi olmuÅŸtur” dedi.
TEKNOLOJÄ°YLE ÖNEMLÄ° GELÄ°ÅžMELER SAÄžLANDI
Zamanla tohumun ticari deÄŸer kazandığını söyleyen Prof. Dr. Ä°lbi, “Tüketicilerin insan saÄŸlığı ve beslenme açısından taleplerinin çeÅŸitlenmesi, besin içeriÄŸi yüksek zengin tat ve aroma özelliklerine sahip besinlerin tercih edilmesi, yeni çeÅŸitlerin ıslah edilmesi zorunluluÄŸunu beraberinde getirmiÅŸtir. Tohum bilimi ve teknolojisi alanındaki araÅŸtırmalarla yeni çeÅŸitler geliÅŸtirilmesinin yanı sıra, mevcut yerel çeÅŸitlerin deÄŸerlendirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması mümkün hale gelmiÅŸtir. Ayrıca sürekli geliÅŸen ve büyüyen AR-GE ile tohum kalitesini arttırma, hastalık ve zararlılara dayanıklı yeni çeÅŸitler geliÅŸtirme ve çevre-insan saÄŸlığına dost üretim tekniklerine dayalı pek çok teknoloji geliÅŸtirilmiÅŸtir” diye konuÅŸtu.
NÜFUS ARTIYOR EKÄ°M ALANLARI AZALIYOR
Bugün tarımın en önemli sorununun artan dünya nüfusu ve azalan ekim alanlarına raÄŸmen yeterli ve saÄŸlıklı besine ulaÅŸmak olduÄŸunu belirten Prof. Dr. Ä°lbi, “Ä°klimsel deÄŸiÅŸimlere dayalı olarak ürün kayıplarının artması da diÄŸer bir konudur. Bu noktada tohumculardan özellikle ıslahçılardan beklenti artmaktadır. Hem verimli hem de besin deÄŸeri yüksek yeni çeÅŸitlerin geliÅŸtirilmesi ve bunların sürdürülebilir ÅŸekilde üretilerek tarımsal ürerimde kullanımı zorunluluktur” dedi.
Ä°srail, Avustralya, Almanya, Ä°talya, Avusturya, Ä°spanya, Ä°ngiltere, Danimarka ve Kanada’dan toplam 25 yabancı katılımcı olmak üzere 90 araÅŸtırmacının yer aldığı sempozyum, 26 Eylül tarihine kadar devam edecek.
